* Resmin konuyla alakası yoktur.Eski blog arşivinden bir maç önü resmi.
Aslında bu soruyu belkide ülkede futbol gerçekten seviliyor mu diye revize etmek lazım.Malumunuz söylenenlere göre Passolig yüzünden bana göre yazıda belirteceğim nedenlerden dolayı tribünlerimiz bu sezon geçmiş sezonlara oranla çok daha boş bomboş bomboş....
Peki bunda tek neden Passolig mi? Bence değil.Passolig az sayıdaki öz futbol seyircisinin tribünlerden uzaklaşmasında baya etkili oldu kabul ediyorum ama bence kesinlikle başlı başına sebeb bu değil. Diğer klüpleri bir kenara bırakıp Altınordu özelinden konuyu ele alalım. Kurumsallık anlamında profosyonel yönetim anlamında sportif anlamda dört dörtlük bir klup olduğumuzu ve günden güne daha iyiye gittiğimizi yazıyoruz sürekli ancak taraftarları stada çekme, takım taraftarı etme,aidiyet duygusunu güçlendirme anlamında elde ne var derseniz ben söyleyeyim koca bir sıfır.Belki klubün gelişim sıkıntıları içinde buna sıra gelmiyor diyenler olabilir ancak bir futbol klubünün olmazsa olmaz kalemidir taraftar. Sosyal medyayı hepimiz takip ediyoruz.Takımına yıllarını vermiş bir taraftarımız sosyal medyadaki eleştirilerinden dolayı dışlanabiliyor yada ne bileyim koskoca camiada sadece 315 kişinin passolig aldığı gerçeği ortadayken maçlarımızın olur olmaz yerlerde ve saatlerde oynanmasına ve bune yeterli tepkinin verilmemesine demeli?
Bunun yanında maç organizasyonu yok denebilecek kadar az. Mali yapısı bu denli kuvvetli bir takım taraftarını en azından taraftarının kusuru olmayan nedenlerle gitmek zorunda kaldığı Manisa'ya götürebilir diye düşünüyorum. Ama malesef bunlar olmuyor mevcut günümüz için konuşacak olursak takım sanki taraftara ihtiyacı yokmuş sanki taraftarsız devam etmek istiyormuş gibi duruyor.Altınordu özelinde bunlar böyle peki genel olarak nasıl?
Hafta sonu tesadüfen tv de B.Mönchengladbach-Mainz maçına denk geldim.O tribünlerin hali neydi öyle?.Gladbach sahasında seyirciye oynayan bir takım kabul ama stad full artı full.Bu insanların futbol zevki,futbol anlaşıyı futbola bakış açıları bizden o kadar farklı ki.Dikkat edin örneği İngiltere'den değil Almanya'dan verdim.Burda parantez açıp taraftar açısından bakalım olaya,kalkacam maça gidecem,ulaşım dert,otopark dert,maça bir şekilde girdik diyelim.seni karşılayacak olan sana düşmanmışım gibi bakan sanki orda bir spor müsabakası için değilde bir suç işlemeye gelmişin gibi bakan asker polis vs türler.Hadi onu geçtim stadda neyden yapıldığı belli olmayan sular,köfteler vs.Onuda geçtim ailenle oturup adam akıllı maç izlemek istersin yanında sağında solunda mutlaka yaşına başına bakmadan oyunculara hakeme ana avrat küfreden ağzı bozuk tipler vs vs vs bu liste uzar gider.Bunun üstüne bide sahadaki kalitesiz futbol eklenince insan bir an önce maç bitsinde eve gideyim moduna girer... Burda yeri gelmişken gurur altay bloğun meşhur Alsancak Stadı klışeleri yazısını da anmadan geçmemek lazım.yazı için buraya tık.
Bunu "taraftar cefa çeker bu taraftarlığın yapısındadır" tarzı romantik söylemlerle sindirebilenler vardır ama ben öyle düşünmüyorum.Futbolun başından sonuna her yönü ile insanlara keyif veren mutlu eden üzen bir yapısının olması gerektiğini düşünüyorum.Tabi o ülkelerdeki gibi semtinin takımı yerine başka takımları tutma olayının bizde fazla olmasının da etkisi var bunda.Genel anlamda hangi yönden bakarsanız bakın elinizde kalan bir futbol kültürümüz var ancak tüm bu tablonun özü futbolu gerçekten sevmememizden geçiyor bence.Bizim için bu oyun,oyun ruhunu anlamaktan ziyade nasıl söylenir yazılır bilmiyorum ama hayvani duygularımızı tatmin aracı olmaktan öte gidemiyor.Aslında bunun üzerine sayfalarca yazılabilir belki ancak şimdilik tabir yerindeyse eyyolomalarımız bu kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder