6 Eylül 2014 Cumartesi

Kurumsallık ve Günümüz Sporcu Karakterleri

               Altınordu bloğundaki ilk analiz yazım sanırım bu olacak.Umarım sıkılmazsınız.Aslında başlık daha uzun olabilirdi ama yazının en temel özeti bu diyebiliriz...
               Öncelikle benim çok önem verdiğim kurumsallık ve kuramsal kimlikten biraz bahsedelim.Bunu yaparken de Altınordu ekseninde kalmaya çalışalım.
              Malumunuz şu aralar İzmir fuarı zamanı ve hemen hemen bütün şirketler topluluklar fuarı kullanma telaşı içerisindeler.Elbette İzmir fuarının İzmir ve İzmirliler için önemi büyük ancak spor klüplerinin bu fuarda yer almasının ne derece doğru olduğu konusu bence biraz tartışmalı.Şunu başta söyleyeyim klüplerimiz İstanbul'da,Almanya'da yada Ege dışında herhangi bir fuarda bulunsalar açıkçası bunun faydalı olduğunu düşünebilirdim ancak İzmir fuarında yer almanın ne faydası olduğu konusunda keskin eleştirilerim var.
                Altınordu ülkemizde örnek bir klüp olma mottosu ile yola çıktı ve bunu bu zamana kadar gayer başarılı götürüyorlar.Ancak bana göre yönetimsel anlamda fuar kullanılması fikri hatalı bir karardı.Şöyle ki otobüs duraklarında caddelerde her yerde klübün sponsorluğunda bir konserden bahsediliyor.Spor klubü ile halk konserinin ne bağlantısı olabilir ki?
               Burda amaç klubün sosyal yanını göstermek topluma faydalı bir projede yer alırken klubün adını duyurmak olabilir ama inanın yüreğinde gerçekten Altınordu sevdası olanlar o afişlerden rahatsız olmuşlardır. Yani hani her taşın altından çıkma durumu varya biraz öyle oluyor sanırım. Halk konseri yerine okullarda spor üzerine yaptığımız projelere daha ağırlık vermek daha çok beni mutlu ederdi.Yada ne bileyim buraya ayıracağımız bütçe ile klubün enternasyonel standarlara ulaşması yönünde daha fazla çalışma yapılabilir. Tabi bu tamamıyla benim görüşüm ve eleştirim. Kurumsal olacağız derken bence amatör ruhuda bir çırpıda bir kenara atmamak lazım. Aslında bunun üzerine daha uzun yazabilirim ancak bu ilk analiz yazısında sizi daha fazla sıkmak istemem.



           Dün akşam tesadüf eseri İzmirspor alt yaş takımlarının antremanına denk geldim,yaklaşık bir saat kadar oturup izledim çocukları.Bir defa hepsi inanılmaz istekli canla başla çalışıyorlardı.Yani bir antreman olmasına rağmen güçlerinin son damlasına kadar mücadele ettiklerini görebiliyordum.Yetenekleri kapasiteleri ile doğru orantılı o işin farklı bir boyutu.
            Benim izlediğim bölümde beş pas antremanı yapılıyordu ve bir ara hocalarını baya kızdırdılar.Bu kadar istekli gençlerin hocalarını bu denli kızdırmalarına şaşırdım ancak benim anladığım hocaları oyuncaların kapasitelerinin üstünde durmaları için yani başka bir tabirle gevşememeleri için bu sert tavrı takınıyordu.
           Tabii bu yaş grubu çocuklarla uğraşmak zor.Daha tam bir profosyonel olmadan aralarında Puyol,Messi,Glocini vs tarzı takılanlarda vardı elbette ancak dikkatimi çeken yeni jenerasyon oyuncular yanlızca kendilerine verilenle yetiniyorlar.Üstüne kendi kişiliklerinden kendi karakterlerinden en ufak birşey dahi katmıyorlar.
            Örneğin antreman sonrası antreman malzemelerini hocalarının toplamasını çok garipsedim.Antreman yeleklerinin gelişi güzel bir şekilde yere atılması ve çoğunun bunu umursamaması da gelecek adına beni kaygılandıran bir görüntüydü.Elbette zamanla bu çocukların kişilikleri gelişecek ve oturacak.Ancak şu küçük antreman bile ülke futbolunun ne derece pamuk ipliğine bağlı olduğunu artık çocukların serseri olmamak için futbol oynamaktan çok daha fazla şeye sahip olup öğrenmeleri gereken çok şey olduğunu gösteriyor bize.Yetenek anlamında eskiden bu yana ülkede sorun olduğunu olacağını düşünmüyorum bizim sorunumuz hep karakter hep karakter. Hatırlayın Hagi'nin antreman sonrası maç öncesi eşortmanlarını düzenli bir şekilde toplayıp malzemecilere vermesini...Ülkenin en fazla rağbet gören oyununda bu durum varken diğer branşlarda ne durumdayız bir gelecek planımız varmı bilmiyorum.Sözü yine Altınordumuza getirmek gerekiyor sanırım bu anlamda da çok büyük bir misyon omuzlarımızda.Umarım bunu alnımızın akıyla başırırız...

2 yorum:

  1. Uzun süre İzmirspor alt yapısında oynadım hala alt yapı antrenmanlarını izlerim şuanda bütün takımların imrenerek takip ettiği İzmirspor TV ile uğraşıyoruz ancak yazınızdaki gibi bir duruma hiç şahit olmadım antrenman malzemeleri oyuncular tarafından toplanır aynı şekilde yeleklerde sanırım siz istisnaya denk geldiniz.

    YanıtlaSil
  2. Saha içindeki o küçük oval şeyler ve yelekler hoca tarafından toplandı.Daha sonra oyunculardan bir tanesi onları alıp toparlayıp gitti.Sanırım ben biraz eksik yazdım. Bu ara çalışmalarınızda başarılar dilerim link verirseniz bloğun okuduklarım bölümüne eklemek isterim.

    YanıtlaSil